Bu ne yaman çelişkidir? Bu nasıl bir hesap? Faturaya bakan vatandaş %1,37 değil, %137 yanıyor. Ama ekran başındakiler hâlâ “istikrar, büyüme, toparlanma” masalı anlatıyor. Oysa gerçek, sokakta: markette, pazarda, mutfakta...
Halk feryat ediyor, geçim savaşı veriyor. Ama ne iktidar duyuyor, ne muhalefet umurunda. Çünkü Türkiye’de artık iktidar kadar, muhalefet de sistemin bir parçası hâline geldi. Evet, ortada “muhalefet partileri” var ama gerçek muhalefet yok.
Muhalefet dediğimiz yapılar, filler tepişir misali kendi aralarında koltuk ve liderlik kavgasına düşmüş. Millet ise bu kavganın altında eziliyor. Bir tarafta zam üstüne zam gelirken, diğer tarafta muhalefet partileri kendi iç hesaplaşmalarında kaybolmuş. Sahada yoklar, sokakta yoklar, milletin sofrasında zaten hiç yoklar.
Oysa muhalefet dediğin halkın sesi olur. Sessizlerin çığlığı, ezilenin hakkı olur. Ama bugün susuyorlar. Çünkü ya korkuyorlar ya da artık onlar da sistemin konforuna alıştılar.
Şunu açıkça söylemek lazım:
Türkiye’de adını taşıyan bir muhalefet var ama anlamını taşıyan bir muhalefet yok.
Muhalefet, sadece seçimden seçime görünmek değildir. Basın açıklamasıyla, birkaç tweetle muhalefetçilik oynanmaz. Milletin elektriği kesilmişken, doğalgaz zammıyla nefesi daralmışken, siz hâlâ “genel merkez” duvarlarının arkasındaysanız, kusura bakmayın ama bu millet sizi de affetmeyecek.
Unutmayın, gerçek muhalefet olmazsa; zamlar sorgulanmaz, yolsuzluklar araştırılmaz, adalet yerini bulmaz. Muhalefet sustuğunda, zulüm konuşur. Bugün Türkiye’de ne yazık ki tam da bunu yaşıyoruz.
Ve bu yüzden artık sadece iktidar değil, suskun ve silik muhalefet de halkın öfkesinden payını alacaktır.