TRAFİK KAZASINDA İL BAŞKANI HAYATINI KAYIP ETTİ
Hatice URAL IZGÖRDÜ

SAHİ NE OLDU BİZE BÖYLE

Hatice URAL IZGÖRDÜ
[email protected]

 
28 Ekim 2017 Cumartesi 12:20
Okunma: 1110
Yorum YapYazdır
 

Düşünüyorum da ne güzeldik biz eskiden yürekler iç içeyken herkes iç içe birlik beraberlik içinde komşusunun derdiyle üzülür mutluluğuna da sevinirdi Evlerde birbirine bitişik damlar yan yana yani istesen mahallenin bi ucundan öbür ucuna gidilirdi. Akşam üstleri damlar sulanır süpürülür yataklar dama taşınır aynı saatlerde komşuların çoğu damlarda kısaca sohbet edilirdi. Gün içinde yapılanlar anlatılır, yarın ki yemek tüyoları alınırdı.

Dama serilen kilimlerin üzerine sofralar serilir evin büyükleri baş tarafta yerini alırdı. Ya çocuklara ne demeli sokaktan zorla alınır eli yüzü yıkanır daha yemek ağzındayken boynu bükülür yer tahtası yataklara uzatılır mutlu uyurlardı.

Şimdiki gibi üzerine bombalar yağdırılarak korkudan uyumazlardı. Acıyı, mutluluğu paylaşırken bile çok zariftik biz ,mahallede biri ölse herkes evini açar taziye için kimin evi müsaitse büyükse orda yapılırdı. Bir kaç kişi yemeklerden sorumlu olur köyün veya mahallenin büyükleri en az 3 gün orda kalır hane halkına teselli verir, gelen misafirlere yer gösterir hoş geldin yapar sahiplenirdi acısını.

Ya komşular ölü sahibinden utanırdı. Günlerce çamaşır yıkamaz, televizyon açmaz, hamama düğüne pikniğe gitmez , makyaj yapmaz ve renkli yeni gezmelik kıyafet giymezlerdi. Hatta taziye sahibi aynı kıyafeti gece yıkar kurutur yine giyer ölüsünün 40'ı çıkana kadar değişmezdi.. Bizim evi hatırlıyorum da damı yoktu.

Çardak lı 2 odadan oluşan önünde balkon gibi bir yer vardı. Çok büyük değildi Urfa da hayat denirdi ki gerçekten hayat vardı. Avlusunda tahtlarda yatardık. Babam memurdu bu yüzden akşam yemeklerimiz hep aynı saatlerde olurdu. Yemekten kalkar kalkmaz dedemle ninem bize gelirlerdi. Yemekten sonraki çayla beraber babamın kitap okuması başlardı arkası yarın gibi. Bu sürekli böyleydi.

Hemen hemen her gece ne kadar sürer görmez çok geçmeden uyurdum. Sadece okuma adına tek hatırladığım Battalgazi kitabında çok az olan atlılar savaşmak için gelirken dallardan atlarına kanatlar gibi bağladıkları tozu dumana katarak gelirken düşmanın korkup kaçtığıydı. Ayrıca teyzemler de bize yakın otururlardı ama dedemler bizi hep tercih ederlerdi. Babam küçük bir bahçe yapmış avlunun köşesine ve o zamanlar görülmemiş değişik açan çiçeklerden donatmıştı.

Gelin tacı, saat çiçeği ve Japon gülü vardı. Küçük ve özenerek yapılan bahçenin kenarına renkli floresan yani şimdiki Led ışıklar gibi ışıklandırmıştı. İçine de bana büyük bir salıncak yapmıştı. Evin etrafını nezih bir kafeteryayı andırır şekilde ışıklandırmıştı. Öyle evimize herkes istediği saatte gelemezdi. Babam disiplinli seviyeli olduğu için mahalleli çekinirdi ama resmi bir işleri olduğunda babama sorarlardı mutlaka. Ayrıca bana da sokakta oynamak yasaktı. Hatta arkadaşım Keziban’a imreniyordum.

Babasının kamyonu vardı işe gittiğinde bir kaç gün eve gelmezdi. Keşke benimde babam şoför olsa derdim . Ne güzel sokakta oynardım diye çokta içimden geçirmedim değil . Keziban’ in babası her hafta sonu kamyonunu mahallenin meydanına getirir herkes eşyasını alır kamyona binerdi pikniğe gidilirdi. Menfaatsiz, çıkarsız sevgiyi yürekten verirken arkadaşımın babasının kocamandı yüreği.

Yardımlaşmanın ne demek olduğunun bilincini arar olduk. Bugün bile halen Urfa da kalan komşularımızla görüşüyor hasretle kucaklaşıyoruz. Gördüğümüzde günümüzdeki deyimiyle sanki doğal katkısız organik gibi ve geçmişimle beraber beni anamı babamı biliyor kendilerinin bir parçası olarak görüyorlar.

Sonuç olarak Bir lokma ekmeği bölüşürken, komşularımızın yanından selamsız sabahsız geçmezken, Sevmek ve sevilmek ayaklar altına alınmamışken Ne Güzeldik biz eskiden, ama çok eskiden...! Şimdiye bakıyorum biz niye böyle olduk diye düşünmeden edemiyorum. Artık kimse kimseyi sormuyor, samimi değil, neme lazımcılık ,aman benim derdim başımdan aşmış birde onumu düşünemem vs. Çok tasvip etmesem de biz eskiden daha güzeldik çünkü Urfa’nın usulü buydu. Sahi ne oldu bize böyle ?.....  

 
28 Ekim 2017 Cumartesi 12:20
Okunma: 1110
Yorum YapYazdır
(0 Yorum Yapıldı)Yorumlar
<p>Henüz kimse yorum yapmamış, ilk yorum yapan siz olun.</p>
 
Yazarlar
Yazarlar RSS Beslemesi
 
 
Anket
YEREL SEÇİMLERDE OY VERME KRİTERİNİZ NE OLUR
ADAY ÖNEMLİ
PARTİ TERCİHİM ÖNEMLİ
FİKRİM YOK
 
Son 24 Saat
Haberler RSS Beslemesi
 
Lig Puan Durumu
 
Tak�mlar
O
G
B
M
P
1
Fenerbahçe
7
7
0
0
21
2
Galatasaray
7
6
1
0
19
3
Yukatel Adana Demirspor
8
5
2
1
17
4
Beşiktaş
7
4
1
2
13
5
Trabzonspor
8
4
0
4
12
6
Kasımpaşa
7
3
3
1
12
7
Atakaş Hatayspor
7
2
5
0
11
8
Çaykur Rizespor
7
3
2
2
11
9
MONDİHOME KAYSERİSPOR
7
2
4
1
10
10
Corendon Alanyaspor
8
2
4
2
10
11
BITEXEN ANTALYASPOR
7
2
3
2
9
12
Tümosan Konyaspor
7
2
3
2
9
13
EMS YAPI SİVASSPOR
7
1
4
2
7
14
MKE Ankaragücü
7
1
3
3
6
15
VavaCars Fatih Karagümrük
8
1
3
4
6
16
Gaziantep FK
7
2
0
5
6
17
SİLTAŞ YAPI PENDİKSPOR FUTBOL A.Ş.
7
0
4
3
4
18
Rams Başakşehir
7
1
1
5
4
 
�ampiyonlar Ligi
 
UEFA Avrupa Ligi
 
Alt Lig
 
S�per Loto
31.10.2019 Tarihli �ekili� Sonucu062224283446
 
 
�ans Topu
30.10.2019 Tarihli �ekili� Sonucu011030323403
 
On Numara
04.11.2019 Tarihli �ekili� Sonucu01102527293839404347484950515262646874757778
 
Namaz Vakitleri
 
  • �msak05:09
  • G�ne�06:47
  • ��len12:19
  • �kindi15:11
  • Ak�am17:31
  • Yats�18:57
 
Tarihte Bug�n
1859 - Darwin'in "Türlerin Kökeni" çalışması yayımlandı.
1870 - Türkiye'nin ilk mizah gazetesi Diyojen yayımlandı.
1925 - Erzurum'da da şapka inkılabına karşı gösteriler yapıldı. Tutuklananlardan 13'ü idama mahkûm oldu ve Erzurum'da 1 ay sıkıyönetim ilan edildi.
1927 - Ankara'da, Heinrinck Krippel tarafından yapılan Zafer Abidesi açıldı.
1928 - Türkiye Büyük Millet Meclisi, Atatürk'e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanını verdi.
1934 - Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Meclisten çıkan kanunla Atatürk soyadını aldı.
1939 - Gestapo, Çekoslovakya'da 120 öğrenciyi öldürdü.
1941 - II. Dünya Savaşı ortamında; pasta ve unlu yiyeceklerin yapımı yasaklandı.
1961 - BM, nükleer silah yasağını ABD'nin protestosuna karşın kabul etti.
1963 - ABD Başkanı John Kennedy'nin katil zanlısı Lee Harvey Oswald, Jack Ruby tarafından öldürüldü.
1976 - Van ve çevresinde; Çaldıran-Muradiye'de etkili olan 7,2 büyüklüğündeki depremde 3 bin 840 kişi öldü.
1977 - Yunanistan, Büyük İskender'in babası Kral II. Philip'in mezarının bulunduğunu açıkladı.
1981 - Türkiye'de, Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında, 24 Kasım'ın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldı.
1983 - İsrail, Trablusşam'da tutuklu 6 İsrail askerine karşılık 4800 Filistinliyi serbest bıraktı.
1988 - Sürgünde Bağımsız Filistin Devleti kuruldu.
1989 - Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nin İkiyaka Köyü'nde, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 28 vatandaş, teröristlerce öldürüldü.
1990 - Kadınlar, Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Cemil Çiçek'in "Flört fuhuştur", "feminizm sapıklıktır" sözlerini düdük çalarak protesto etti. İstanbul Galatasaray'daki eylemde, polis 5 kadını dövdü, 11 kadın gözaltına alındı.
1994 - Efsanevi MacGyver adlı televizyon dizsinin "Trail to Doomsday" ismindeki filmi Türkiye'de gösterime girdi.
1994 - Galatasaray Barselona'yı 2-1 yendi; kutlamalarda 3 kişi öldü.
1996 - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a Budapeşte'de Hilton Oteli lobisinde yumruklu saldırıda bulunuldu.
2005 - Picasso İstanbul'da sergisi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nde açıldı.
2009 - Berkay Songur Abdülcambaz Ayıboğan'ın kualğını kesti, boğduğu ayıyı yedi.
 
Say�sal Loto
02.11.2019 Tarihli �ekili� Sonucu062931324445
 
Ar�iv
 
 
Kurumsal

��erik

GÜNDEM

SİYASET

DÜNYA

Yukarı Çık