Hz. Peygamber döneminden bugüne kadar Kur’ân ve insanoðlu arasýnda devamlý bir bað irtibat olmuþtur. Kur’ân’ýn vesilesiyle insanoðlu Allah ile muhatap olmuþtur. Allah, insaný kendisine muhatap kýlmýþtýr. Ýnsanýn direk Allah ile muhatap olmasý büyük bir þereftir.
Ýnsanoðlunun hayatýný nasýl düzene koyacaðýný; iyi bir insan nasýl olunur, iyi bir toplum nasýl oluþur, kadýn ve erkek arasýndaki iliþkinin nasýl olacaðýný, siyaset konusu, eðitim konusu, devlet düzeni, toplum düzeni, aile düzeni gibi birçok konu Kur’ân’ýn ana konularý arasýnda yer almaktadýr.
Bu durumda insanlarýn Kur’ân ile canlý bir irtibatý olmasý gerekiyor. Kur’ân’ýn muhatabý bütün insanlardýr. Kur’ân’ý sadece alimler, bilginler, filozoflar deðil herkes anlar. Çözüm yollarýný batýdan veya baþka yerlerden aramaya gerek. Eðer insanlar Kur’ân’a kulak verirlerse toplum düzeni çok daha iyi noktaya gelecektir.
Bu konuda bazý örnekleri Kur’ân ýþýðýnda dile getirmek istiyorum.
Bakýn siyaset dilinin nasýl olacaðýný Kur’ân’ýn þu ayetinde görmek mümkündür.
Ayet meali þöyledir:
“Ýkiniz birlikte doðruca Firavun'a gidin; çünkü o gerçekten her türlü ölçüyü aþmýþ bulunuyor. Ama onunla yumuþak bir dille konuþun ki, o zaman belki aklýný baþýna toplar yahut [böylece, en azýndan kendisine] gözdaðý verilmiþ olur.” ( Taha, 43-44)
Muhammed Esed, “Kur’ân Mesajý” isimli tefsirinde bu ayete þöyle bir yorum getiriyor:
“Kur'ânî anlatým deðiþmeyen bir gerçeði ya da gerçekleri ortaya çýkarmak yahut insan davranýþlarýyla ilgili evrensel bir ilkeye açýklýk kazandýrmak amacýný taþýdýðýna göre, açýktýr ki, Allah'ýn Hz. Musa'ya belirli bir günahkâr için yönelttiði ‘onunla yumuþak, ýlýmlý bir tarzda konuþ ki, aklýný baþýna toplamak için fýrsatý olsun’ emri bütün çaðlar için ve ihtidâya vesile olabilecek bütün teblið çabalarý için geçerlidir.”(Kur’ân Mesajý, Ýþaret Yay. Shf: 522)
Bu ayetten hareketle dünya ve Türkiye siyasetine yeni bir dilin çabasý içerisinde olmak gerekiyor. Türkiye örneðinde görülebileceði üzere, Türkiye siyaseti þiddet dili üzerinden yapýlmaktadýr. Muhataplarýn birbirilerini anlama gibi bir dertleri yok maalesef. Muhammed Esed’in dediði gibi bütün çalýþmalarda bu dilin kullanmasý huzuru ve mutluluðu beraberinde getirecektir.
Yine buna benzer baþka bir ayet-i kerimede Allah, þöyle buyurmaktadýr:
“(Mademki) Ýyilik ile kötülük bir deðil, sen [kötülüðü] daha güzel olan ile sav; bak, o zaman seninle arasýnda düþmanlýk olan kimse, [eski bir] dostun, gerçek bir arkadaþýnmýþ gibi davranýr!” (Fussilet, 34)
Bakýn iyilikle kötülük asla bir olmaz. Burada bir yol, yöntemden, bir tavsiyeden söz ediliyor.
Öncelikle bütün insanlýk için, Türkiye genelinde yeni bir siyaset dili için bu uyarýlar veya tavsiyeler dikkate alýnmalýdýr.
Kadýn ve erkek iliþkisinde öncelikle ne kadýn erkekten, nede erkek kadýndan üstündür. Allah üstünlüðü herkesin bildiði gibi takvaya baðlamýþtýr. Erkek ve kadýný karþý karþýya getirmek cahillikten baþka bir þey deðildir. Dünya var oldukça; erkek kadýna, kadýnda erkeðe muhtaçtýr. Ýkisi birbiri için yaratýlmýþtýr.
Kur’ân erkek ve kadýn iliþkisini þu ayet-i kerime ile açýklýða kavuþturuyor:
“Erkek ve kadýn müminlere gelince, onlar birbirlerinin yakýnlarýdýrlar: [hep] iyi ve doðru olanýn yapýlmasýný özendirir, kötü ve zararlý olanýn yapýlmasýna engel olurlar; ve onlar namazlarýnda kararlý ve devamlýdýrlar, arýndýrýcý yükümlülüklerini yerine getirir, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne yürekten baðlýlýk gösterirler.” ( Tevbe, 71)
Erkekler ve kadýnlar hayatýn bütün alanlarýnda birlikte iyi çalýþmalarýn içerisinde yer almak mümkündür. Bu anlamda “Ýstanbul Sözleþmesi”ne gerek yok. Türkiye toplumu için Kur’ân’dan hareketle daha iyi sözleþmeler yapýlabilinir. Uzmanlara bu konuda çok büyük iþ düþmektedir. Kur’an’da herkes için hayat vardýr.
Kur’ân insanlarýn hepsine hayat verir. Çünkü Kur’ân hayat rehberidir. Hayatýn ana kaynaðýdýr.
Elbette ki bunun mutlak bir þartý vardýr. Oda þudur: “Kur’ân, düþünüp öðüt alanlar için bir rehberdir.”
Vesselam…
Henüz kimse yorum yapmamýþ, ilk yorum yapan siz olun.