Devletin İçindeki Hainler Temizlenmeli

Ceylanpınar Belediye Başkanı Menderes Atilla, özel bir televizyonun canlı yayınında FETÖ ve diğer terör örgütleri arasındaki ilişkilerin ve FETÖ'nün darbe girişimi arkasındaki diğer unsurların konuşulduğu programda Başkan Atilla, önemli konulara değindi.

Devletin İçindeki Hainler Temizlenmeli

Başkan Atilla'nın katıldığı Canlıyayım programındaki konuşmalarından satır başları:

FETÖ'nün kökleri çok eskilere dayanıyor. Daha önceki programlarda da söylemiştim, bir üst akıl tarafından yönetiliyorlar.

Örneğin, Kobani olayları başladığında Suruç sınırından PYD'li teröristler cenazelerinin Türkiye'ye girişi bile stratejik bir hataydı. PKK o dönem PYD cenazelerini büyük bir şova dönüştürdü.  Kobani olaylarında sınır adeta yol geçen hanı gibiydi. O zaman askerin sınıra müdahale etmeyişi dikkatimizi çekmişti.

Şanlıurfa'da kocaman bir tugay komutanlığı var. Tanklar tugayın içinde yatacağına sınırda konuşlanmış olsaydı sınır güvenliği alınmış olurdu. Ancak o süreçte asker sınıra müdahil olmadı.

Dünkü star gazetesinde il emniyet müdürümüzün açıklaması vardı. Şanlıurfa il emniyet müdürümüz olmamış olsaydı Suruç sınırında hoş olmayan olaylar yaşanacaktı.

Sınırı korumakla yükümlü olan tugay komutanlığı ancak onlar sınırı korumadığı için il emniyet müdürümüz Eyüp bey kamuflaj elbisesini giydi, polis ekiplerini yanına aldı ve sınırda beklediler.

Suriye'den roketler atılıyordu, angajman kuralları gereğince karşılık verilmesi gerekiyorken asker müdahale etmiyordu. PKK, PYD ve FETÖ'cülerin ilişkileri bugünden değil çok öncelere dayanıyor.

Şanlıurfa Tugay komutanı Metin Alpcan bugün FETÖ'ye üye olmaktan tutuklandı. Şanlıurfa'nın tüm sınırı o tugay komutanına bağlı. Düşünebiliyor musunuz bugün o tugay komutanı FETÖ'den içeri alınıyorsa vay halimize.

Ben 2,5 yılda 5 suikast atlatmış bir belediye başkanıyım. Ben sınırın sıfır noktasında yaşıyorum ve PKK terör örgütüne ilk günden bu güne kadar rest çeken birisiyim.

Ceylanpınar'da 2 polisimiz şehit edildiği zaman il emniyet müdürümüz Eyüp bey şehitleri uğurlama töreninde bir konuşma yaptı ve ta o zaman FETÖ'cüleri anlattı. Onu da baskı altında tutmaya çalıştılar. İl emniyet müdürümüzün Urfa'da olmasın bizim için büyük bir şans. Çok cesur bir insan. Onun bu cesareti olmasaydı biz Urfa'da yanmıştık.

Şahsıma yönelik bombalama olayında patlatılan aracı alan belli, akaryakıt aldıkları benzin istasyonunda kamera görüntüleri var, ben Şanlıurfa'ya giderken beni Viranşehir'e kadar arkamdan takip ediyor, gece 23.00'te Şanlıurfa'dan dönüşte Viranşehir'den itibaren beni takip ediyor. Telefon sinyalleri var. Daha sonra aracım bombalanıyor ve o şahısların hiç biri tutuklanmadı. Gözaltına bile alınmadılar. Fetö'cü savcı ve hakimler tarafından bırakıldılar. Bu ne demek; beceremediniz, menderes Atilla'yı öldüremediniz. Sizi serbest bırakıyoruz haydi yeniden deneyin manası altından çıkar. Biz çok kötü günler yaşadık.

SINIRLARIMIZDA BÜYÜK BİR İHANET VAR

Sınırımız tabiri caizse yol geçen hanı gibi. Bizim sınırımızda insanlar tekerlekli sandalye ile bile geçiyorlar. Ayrıca benim komşu ilçem Viranşehir, Suriye sınırı bizden geçiyor ancak sınır taburu Viranşehir'de. Ben soruyorum sınır taburunun Viranşehir'de ne işi var. Hatay'dan ırak sınırına kadar kim ne dersen desin büyük bir ihanet var.

Metropollerde patlayan bombaların büyük bir çoğunluğu Suriye üzerinden Türkiye'ye sokulan bombalar. Sınırda bunlara yol veriliyor. Asker üniforması giymiş hainler tarafından bu bombaların Türkiye'ye sokulmasına izin veriliyor. Büyük bir ihanet çemberinin içerisindeyiz. İnşallah bu ihanet çemberinin içerisinden kurtulacağız.

15 TEMMUZ DARBESİ GECESİ SINIRDA YAŞANANLAR

15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Suriye'de büyük bir hareketlilik olduğunu sezdik. Suriye'de bazı yerel kaynakları arayarak orada ne olduğunu sorduk. Dediler ki PYD'nin tüm araçları ağır silahlarla beraber sınıra dizilmişler. Yönleri Türkiye'ye çevirmişler ve bekliyorlar.  Darbe girişiminden 3 gün sonra sınırı geçmeye çalışan bir terörist yakalandı Ceylanpınar'da. Şunu da söylemek isterim, ilçemizde sınır bölüğü var ancak bu güne kadar sınır bölüğünün bir tek kişi yakaladığını görmedim. Ya ilçe jandarma ya da emniyet müdürlüğümüz yakalıyor. Bu da çok manidar bir durum. velhasıl Suruç kökenli bir terörist yakalandı. 17-18 yıl kandilde kalmış, daha sonra Irak üzerinden Suriye'ye geçmiş. Yapılan sorgusunda teröristin ifadesi aynan şu: 14 Temmuz'da bize tüm mühimmatlarımızın bakımını yapıp beklememiz söylendi. Biz de araç gereç ve mühimmatlarımızın bakımını yapıp beklemeye başladık. 15 Temmuz günü de bize sınıra doğru konuşlanmamızı söylediler. Akşam olunca da ağır silahlar ve araçlarla Ceylanpınar'a geçeceğimizi, Türkiye'de darbe olduğunu, Ceylanpınar'a girdikten sonra askere silah sıkılmaması, sadece polis ve sivillere saldıracaksınız denildi.

22 Temmuz'da yine bir kişi yakalandı. O da Diyarbakır nüfusuna kayıtlı. O da aynı talimatları aldıklarını söyleyip şunları ekliyor: Avrupa ve Amerika tarafından 50 bin tona yakın mühimmat sınır boyuna kaydırılıp bizlere dağıtıldı. 15 Temmuz'da ağır silahlarımızla Türkiye'ye girecek ve yerel unsurlarla da birleşip Türkiye'ye saldıracaktık.

Bu büyük bir projeydi. Bu duruma sadece darbe demek olayı basite indirgemek anlamına gelir. Bu Türkiye'yi işgal projesiydi. Şunu da atlamamak lazım; Türkiye'de FETÖ'cüler darbeye hazırlanıyor da Suriye'deki PYD'liler veya DAEŞ'liler nasıl oluyor da 14 Temmuz'da haber alıyorlar. Hazırlık yapıyorlar. Demek ki PYD'siyle, FETÖ'süyle, DAEŞ'iyle, PKK'sıyla aynı üst akıl tarafından yönetiliyorlar. Yani ana kumanda merkezleri bir bunların.

Akçakale'nin karşısındaki Telabyad kenti özgür Suriye ordusunun elindeydi. DAEŞ'i Telabyad'a gönderdiler. Burada 2 aya yakın şiddetli çatışmalar oldu. Bu çatışmalar nedeniyle Akçakale'de şehitler de verdik. DAEŞ çok zorlayınca özgür Suriye ordusu geri çekilmek zorunda kaldı ve çok büyük zayiatlar da verdi. Yaklaşık 8 ay kadar burası DAEŞ'in elinde kaldıktan sonra DAEŞ hiç bir mermi atmadan burayı PYD'ye bıraktı. Bir üst akıl tarafından sınır hattının demografik yapısı değiştirilmeye çalışıldı ve bunu başardılar. Benim ilçemin karşısındaki Rasulayn kenti köyleriyle beraber 200 bin nüfuslu bir yer. Rasulayn'ın normalde yüzde 80'i Arap, yüzde 5'i Çerkez, yüzde 15'e yakını da Kürt'tü ülkede iç savaş başlamadan önce. Peki, şimdi demografik yapı nasıl? Rasulayn'ın yüzde 90'ı Kürt. Yani demografik yapı değişmiş oldu. Bu durum sınır bölgesinde bir proje ve bir oyun. Bunlar tesadüf değil.

DAEŞ kurulduktan sonra Mesut Barzani'nin bir açıklaması oldu. Bir röportajında, ben Türkiye'ye iltihak edebilirim, dedi. Ancak ne yaptılar, onu da DAEŞ'le terbiye etmeye çalıştılar, onun üzerine DAEŞ'i sürdüler. Daha sonra Amerika kurtarıcı rolüyle gitmiş ve kuzey ırak'ı DAEŞ'ten kurtarmış oldu ve Barzani bu hamleden sonra susturuldu. Kısacası burada büyük oyunlar. Bu oyunlara karşı dikkatli olmak gerekiyor.

Amerika'ya bir türlü PYD'nin bir terör örgütü olduğunu söyletemedik. Batı da PYD'ye terör örgütü demiyor ve üstüne üstlük bir de Suriye'de PYD'ye her türlü desteği de veriyorlar.

PYD Kamışlıda Kürt parti liderlerini ya sürgün ettiler yada infaz ettiler. Sadece Araplar veya Türkmenlere değil Kürtlere de Suriye'de hiç bir hak vermediler.

Eğer DAEŞ Suriye'de kurulmamış olsaydı, PYD o zaman özgür Suriye ordusuyla savaşacaktı. O zaman Amerika veya batı PYD'yi dünya kamuoyunda meşrulaştırabilir miydi? Ama şu anda DAEŞ'i öne sürerek PYD'yi meşrulaştırmaya çalışıyor. Dikkat edin bugüne kadar hep bir yerleri özgür Suriye ordusu aldıktan sonra oraya DAEŞ giriyor, kısa bir süre sonra az bir çatışma ile DAEŞ orayı PYD'ye bırakıyor. 

Türkiye'deki ne kadar ihanet şebekesi varsa bu hainlerden ülkemizi arındırmamız lazım. Bu halkın beklentisidir. Vatandaşlar soruyor bize diyor ki, tamam FETÖ terör örgütü, peki PKK terör örgütü değil mi? 40 yıldır bu ülkeye savaş açmamış mı? 40 yıldır bu örgütle de mücadele edilmiyor mu? Kamu kurumlarında çalışan PKK'lılara neden dokunulmuyor? Biz de umut ediyoruz ve halka Fetö'cülerin acilen temizlenmesi gerektiği daha sonra sıranın PKK'lılara da geleceğini söylüyoruz. Gerçekten bu hainlere merhamet edilmemeli. Türkiye'de bu mutabakat sağlanmışken içimizdeki bütün hainleri temizlemeliyiz.

Bu durumu iyi değerlendirmemiz lazım. Burada yalnız FETÖ'cüleri değil tüm terör örgütlerini aynı kefeye koymamız lazım. Özellikle kamu kurumlarındaki terör odaklarına bağlı olan görevliler çok tehlike arz ediyor. Örneğin Doğu ve Güneydoğu'da kamu kurum ve kuruluşlarında çok PKK'lılar var.

 



17 A�ustos 2016 �ar�amba 13:29

http://www.urfa63haber.com/haber/devletin-icindeki-hainler-temizlenmeli-3582.html