Memur-sen Þanlýurfa il baþkaný Ýbrahim Coþkun 2022 yýlý beklentilerini þu açýklamada bulundu "2021 yýlýnda da Covid-19 pandemisi etkisini kaybetmeden devam ettirdi; dolayýsýyla dünya olaðanüstün hâl sürecini yaþamaya bu yýl da devam etti. Yýlýn ilk yarýsýnda birçok ülkede kapanmalar gibi olaðanüstü önlemler sürdürülürken, vaka sayýlarýnda artýþlarda ve ölümlerle nispi bir gerilemeler yaþansa da, Covid-19, delta ve omicron varyantlarý sebebiyle birçok ülkede teyakkuz hâli devam ediyor.
Öte yandan, 2008 yýlýndan bu yana yaþanan “ekonomik kriz”, 2021 yýlý içinde daha da derinleþirken, küresel borç 300 trilyon dolara dayanmýþ durumda. Yýlýn son çeyreðinde özellikle geliþmiþ ülkeler tarafýndan açýklanan enflasyon rakamlarý, son otuz kýrk yýlýn en yüksek seviyelerine ulaþmýþ durumda.
Böylesi büyük bir krizin sosyal maliyeti her geçen gün artýyor, zenginle fakir arasýndaki uçurum daha da derinleþiyor ve bunun de neticesinde küresel kriz kangrene dönüþmektedir.
Egemenlerin Kirli Stratejileri Büyük Ýnsanlýk Krizine Yol Açtý. Son yirmi yýlda egemenlerin eliyle gerçekleþtirilen operasyonlar neticesinde yaþanan jeopolitik hareketlilik daha da hýzlanmýþ, tabiri caiz ise, küresel fay hatlarý bir bir kýrýlýrken sonuçta kitlesel göç hareketleri de daha da hýzlanmýþtýr.
Göç artýk hayatýmýzýn bir parçasý; göçün oluþturduðu trajediler ve nihayet özellikle Afrika ve Asya üzerinden söyleyecek olursak, refahlarýný yüzyýllarca sömürdükleri bu kýtalara borçlu olan geliþmiþ ülkelerin, üstelik kendi kirli stratejilerinin sonucu olan göç gibi insani bir sorunu en hafif deyimle teknik bir ayrýntýya indirgeyip,
Afrikalý ve Asyalý insanlara karþý bu yýl, bariyerleri bir kat daha yükselttiklerine þahit olduk. Yemende açlýk, Filistin’de Ýsrail saldýrýlarý, Myanmar’da darbe ve etnik kýyým, Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde çatýþmalar 2021 yýlýnda da devam etti. Ne var ki, geliþmeler bize, dünyanýn birçok bölgesinde tansiyonun yükseldiðini gösteriyor.
Balkanlarda gerilimler baþ gösteriyor, Rusya-Ukrayna arasýnda çatýþma tehlikesi her zamankinden daha yüksek seviyeyi çýkmýþ durumda. Suriye’de iç çatýþma ve emperyalist müdahale aðýrlýðýný koruyor, kirli stratejiler güncelliðini hiç yitirmedi. Ve maalesef terör ve terör örgütleri bir ur gibi insanlýðýn geleceðini tehdit etmeyi sürdürüyor.
Yangýnlar, Sel Baskýnlarý Yüreklerimizi Daðladý 2021 yýlý Türkiye’sine gelecek olursak… Ülkemiz de elbette yukarýda çerçevelediðimiz geliþmelerden nasibini almaktadýr. Pandemi, orman yangýnlarý, sel baskýnlarý ve finansal istikrarsýzlýklar ülkemizde derin izler býraktý. Türkiye'den Yunanistan'a, Ýtalya'dan Ýspanya'ya kadar özellikle Akdeniz havzasýnda bir aydan fazla süren büyük orman yangýnlarý yaþandý ve yangýnlar büyük hasarlara yol açtý.
Ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgesinde eþ zamanlý baþlayan yangýnlarda binlerce hektar ormanýmýz yanarken, onlarca köy yaþanýlmaz hale geldi ve ormanlarýn sakini olan milyonlarca canlý yok oldu. Bu esnada yangýnla mücadele konusunda memuruyla, iþçisiyle, siviliyle insanlarýmýz olaðanüstü bir destan yazdýlar.
Orman yangýnlarýný büyük can kayýplarýna sebep olan sel baskýnlarý takip etti; özellikle deðiþik zamanlar Giresun, Zile, Artvin, Kastamonu, Sinop ve Bartýn’da yaþanan sel baskýnlarýnda yüzü aþkýn vatandaþýmýz vefat ederken, büyük bir yýkýmla karþý karþýya kaldýk. Finansal Dalgalanma Kazanýmlarý Eritti. Öte yandan Eylül ayýnda baþlayan finansal türbülans, hem paniðe hem de stokçuluk istismarýna sebep oldu. Tabi bu durum da büyük bir gelir kaybýna yol açtý.
Ýnsanýmýzýn, özellikle sabit gelirlilerin alým gücünü düþüren kriz, ister istemez, birçok tartýþmayý da beraberinde getirdi. Malum olduðu üzere, aðustos ayý içerisinde Memur-Sen Genel Merkezimizin gerçekleþtirmiþ olduðu 6. Dönem Toplu Sözleþmede elde edilen kazanýmlarý, Eylül ayýnda baþlayan finansal dalgalanmalarla birlikte yürürlüðe girmeden erittiðini kamuoyu ile paylaþýp, Kasým ayýndan itibaren de memur ve memur emeklisinin gelir kaybýnýn giderilmesi için “Ek Zam Protokolü” talebimizi en üst perdeden dile getirmeye baþladýk.
Aslýnda emek örgütleri açýsýndan verimli bir yýl geçirmekteydik. Pandemi sürecinde yaþanan kapanmalara raðmen, birçok konuda, paradigmal çalýþmalara imza attýk…
Deðiþen ve dönüþün dünyada emek örgütlerinin daha fazla inisiyatif alabileceði sistem arayýþlarý ile birlikte, özellikle neoliberal sistemin maliyet hanesine yazdýðý emek kavramýný özneleþtirme giriþimimiz bu sene en üst seviyeye çýktý ve bu doðrultuda Genel Merkezimiz birçok toplantý, panel düzenlerken, Ýstanbul Sözleþmesi, göç, terör gibi konularda raporlar hazýrlandý, kamuoyuyla paylaþýldý. Nihayet Aðustos ayý içinde de baþta “3600 Ek Gösterge ve Sözleþmelilik” gibi kronik sorunlarý masanýn konusu yaparak çözüm yolunu açan, mali ve sosyal haklarda da önemli kazanýmlar elde ettiðimiz 6. Dönem Toplu Sözleþme sürecine Genel Merkezimiz imza attý.
Memura ve Memur Emeklisine Ek Zam Verilmeli...
Eylül ayýnda baþlayan finansal kriz, ister istemez bizi bir ek protokole zorladý. Süreç için gerek Cumhurbaþkanýmýz Sayýn Recep Tayyip Erdoðan baþta olmak üzere hükümet üyeleriyle Genel Merkezimiz yoðun görüþmeler sürdürerek hem kamu görevlilerinin yaþadýðý gelir kaybýný dile getirdi hem de çözüm konusunda önerilerimizi sýraladýlar. KPDK toplantýsýnda da bu sürecin nasýl iþletilmesi konusunda fikirlerini paylaþtýlar.
20 Aralýkta, hükümetin aldýðý tedbirlerle döviz kurunda görece bir istikrar kavuþmuþ gibi görünüyor. Bizler bu noktada Ekonomik Baðýmsýzlýk Savaþý olarak kodlanan ekonomik mücadeleyi desteklediðimizi, bununla birlikte, programýn baþarýya ulaþabilmesi için emek kesiminin güçlendirilmesi adýna adýmlarýn atýlmasý gerektiðinin altýný çizdik ve bu noktada mücadele kararlýlýðýmýzý ortaya koyduk.
2022 yýlýnda da bu kararlýlýðýmýzý sürdüreceðiz. 3600 ve Sözleþmelilik konularda dersimizi çalýþtýk, inþallah hükümetle müzakerelerle kronikleþmiþ bu sorunlarýn çözülmesini saðlayacaðýz.
GAYEMÝZ GÜÇLÜ TÜRKÝYE MEMUR-SEN
ailesi olarak bizim gayemiz bellidir… Biz, ülkemizin dünyanýn içinden geçtiði anafordan güçlenerek çýkmasýný istiyoruz. Bizler, ülkemizin yapýsal sorunlarýnýn bir an önce halledilip, küresel borç bataðýnda boðulan ülkelerin aksine, finansal dalgalanmalardan etkilenmeden, üretime dayalý, istikrara kavuþmuþ bir ekonomik modelle, geliþmiþ ülkeler seviyesine çýkmasýný istiyoruz.
Söz konusu modelin oluþmasý ve hatta sürdürülebilir olmasý için; emeðin deðerinin hem nitelik hem de nicelik bakýmýndan yükseltildiði adil bölüþüm mantýðýna ihtiyaç vardýr. Bu noktada hizmet üretimi yapan kamu görevlilerinin hem alým gücünün yükseltilmesi hem de sosyal haklarýnýn geniþletilmesi önem arz etmektedir.
ONUN ÝÇÝN DÝYORUZ KÝ;
Adil bölüþüm saðlansýn, Türkiye güçlensin…
Henüz kimse yorum yapmamýþ, ilk yorum yapan siz olun.